Wimbledon'ın sürpriz paketi ve gerçek bir çok kültürlü patchwork olan Lulu Sun kimdir?

Açık dönemde Wimbledon'da son 16'ya kalan ilk Yeni Zelandalı olan Lulu Sun, bu Pazar Wimbledon'da Emma Raducanu ile karşılaştı (6-2, 5-7, 6-2 kazandı).

All England Lawn Tennis Club'ın çimlerindeki rüya koşusunun ötesinde sürprizlerle dolu olan 23 yaşındaki sporcu, kökenlerin, milliyetlerin ve kültürlerin bir karışımı olan gerçek bir çok kültürlü patchwork.

Yeni Zelanda'da, kendi ifadesiyle "neredeyse insanlardan çok koyun ve geyiğin bulunduğu" Te Anau adlı küçük bir kasabada doğdu. İlk okul yıllarını Şangay'da geçirmiş, daha sonra İsviçre'de büyümüş ve son olarak Amerika Birleşik Devletleri'nde üniversiteye gitmiştir. Babası Hırvat, üvey babası Alman-İngiliz ve annesi Çinli.

Wimbledon'da gazetecilerin sorularını akıcı bir şekilde konuştuğu üç dil olan İngilizce, Çince ve Fransızca olarak yanıtlıyor. Şu anda Korece öğreniyor ve Japonca'da ustalaşmaya çalışıyor. Son olarak, ateşli karakterini annesinden, rahat yapısını babasından, maceracı yönünü Yeni Zelanda'dan ve sakin, tarafsız yönünü İsviçre'den aldığını açıkladı.

Lulu Sun: "Bu kadar farklı kültür ve geçmişle iç içe olduğum için gerçekten çok mutluyum. Çok farklı yönleri var. Bazen, daha önce de söylediğim gibi, %100 hepsi olmasam bile. Ama olamıyorum işte. Ama en azından her birinden biraz alabildiğim için gerçekten minnettarım."

Oldukça karışık, o günkü rakibininkinden farklı değil. Çinli bir anne ve Romanyalı bir babanın çocuğu olarak Kanada'da doğan İngiliz Raducanu da çokkültürlülük kavramına oldukça aşina.

Şu anda dünyada 123. sırada yer alan ancak WTA Top 100'de (yaklaşık 75.) yer almayı garantileyen Sun, bu yıl Wimbledon'da final kurasını kaçırabilirdi. Aslında, 2. eleme turunda Gabriela Knutson ile yaptığı mücadelenin 3. setinde bir maç puanı kurtardı (4-6, 6-4, 7-6).

O zamandan beri, gerisi bonus oldu. Profesyonel bir tenisçi olarak hayatını çoktan değiştirmiş olabilecek bir bonus.