Sosyal ağlar tenis için benzeri görülmemiş bir çağ açtı: Şöhretin hem kortta hem de Instagram’da inşa edildiği bir çağ. Peki bu görünürlük arayışı, oyuncuların dengesini sarsmadan ne kadar ileri gidebilir?
Tenis aslında hiç durmaz… ya da neredeyse. Birbiri ardına gelen turnuvaların ardında, şampiyonlar uzun soluklu olmak için durmayı öğrenmek zorunda. Federer’den Alcaraz’a, her şeyin belirlendiği o birkaç kritik haftayı inceliyoruz: dinlenme, gevşeme, yeniden doğuş.
Williams kardeşlerden Alizé Cornet’e, sponsorlardan ATP ve WTA turlarına kadar, teniste ücret eşitliği tartışması hiç olmadığı kadar hararetli. Yadsınamaz ilerlemeler ile süregelen eşitsizlikler arasında, raketin kraliçesi spor kendi çelişkileriyle yüzleşiyor.
Dünya tenisi bir devrim yaşıyor: Sinner ve Alcaraz rakipsiz bir şekilde hükmediyor, turun geri kalanı ise var olmak için amansız bir savaş veriyor. Sürprizler ve beklenmedik düşüşler arasında, 2025 ayrı bir yıl olarak kalacak.
John Isner, genel görüşün aksine gitmekten çekinmiyor. Ona göre, sezon arası herkesin hayal ettiği o kutsal an değil. Bu açıklama, şampiyonların hazırlıkları ve performansla olan ilişkileri hakkında soruları gündeme getiriyor.