Sosyal ağlar tenis için benzeri görülmemiş bir çağ açtı: Şöhretin hem kortta hem de Instagram’da inşa edildiği bir çağ. Peki bu görünürlük arayışı, oyuncuların dengesini sarsmadan ne kadar ileri gidebilir?
Tenis aslında hiç durmaz… ya da neredeyse. Birbiri ardına gelen turnuvaların ardında, şampiyonlar uzun soluklu olmak için durmayı öğrenmek zorunda. Federer’den Alcaraz’a, her şeyin belirlendiği o birkaç kritik haftayı inceliyoruz: dinlenme, gevşeme, yeniden doğuş.
Williams kardeşlerden Alizé Cornet’e, sponsorlardan ATP ve WTA turlarına kadar, teniste ücret eşitliği tartışması hiç olmadığı kadar hararetli. Yadsınamaz ilerlemeler ile süregelen eşitsizlikler arasında, raketin kraliçesi spor kendi çelişkileriyle yüzleşiyor.
Sosyal medya, tenis yıldızlarına küresel bir vitrin sunarken, aynı zamanda korkunç bir tuzak da oluşturuyor. Yanlış bir kelime, yanlış anlaşılan bir beğeni ve tüm bir tartışma ortaya çıkıyor.
Carlos Alcaraz ve Juan Carlos Ferrero arasındaki ayrılık tenis dünyasını sarsıyor. Endişeli Marion Bartoli, Björn Borg tarzı bir senaryodan bahsediyor.